Kemiklerden kurulu bir çatı Üstüne iliştirilmiş etler Kırmızı olsun rengi esmer belki beyaz ne fark eder? Kusursuz olsun görüntüsü taşbebek misali Kuş kafesi altındanmış… peh!
Dinle bak! Duyar mısın acep ses? Yağmur mudur gözyaşı, seller mi? Akar akar durmadan Kaybolup gider, düştükçe yangın üstüne Gül kokulu sular çağıldar derinlerde Sökülmüşse yerinden kazınarak Yırtılıp parçalanarak billur yapraklı lale.
Metin kaledir gördüğün önünde Hem de yanılmışlığın resmi Bak iyi bak eğil bir de Bülbül müdür öten, gül müdür kokan ya da lale? Bir şem’a ki yanan kırmızı gülden feryad-ü nale.
Kemikler çatırdamakta, seslerini ben duyarım Etler dökülmekte lime lime Dökülüşünü ben görmekteyim Bak sen gördüğün karşındaki muhteşem resme Gül geç gördüğün Görüp te kandığın hayale.
Bir matkap gibi dağları delen burgu Dağların saklandığı etten kemikten yurdu Yağmur damlaları suçiçeği mikrobu.
Kaçış olsun Yağmursuz beldelere İplik iplik uzanan Sonun düğümlendiği yere.
|
|
Meryem Şahin
#http://www.antoloji.com/bir-sem-a-ki-yanan-siiri/ #sonunbirötesi
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder