1 Şubat 2017 Çarşamba

Bir Şem'a ki Yanan

Kemiklerden kurulu bir çatı
Üstüne iliştirilmiş etler
Kırmızı olsun rengi esmer belki beyaz ne fark eder?
Kusursuz olsun görüntüsü taşbebek misali
Kuş kafesi altındanmış… peh!

Dinle bak! Duyar mısın acep ses?
Yağmur mudur gözyaşı, seller mi?
Akar akar durmadan
Kaybolup gider, düştükçe yangın üstüne
Gül kokulu sular çağıldar derinlerde
Sökülmüşse yerinden kazınarak
Yırtılıp parçalanarak billur yapraklı lale.

Metin kaledir gördüğün önünde
Hem de yanılmışlığın resmi
Bak iyi bak eğil bir de
Bülbül müdür öten, gül müdür kokan ya da lale?
Bir şem’a ki yanan kırmızı gülden feryad-ü nale.

Kemikler çatırdamakta, seslerini ben duyarım
Etler dökülmekte lime lime
Dökülüşünü ben görmekteyim
Bak sen gördüğün karşındaki muhteşem resme
Gül geç gördüğün
Görüp te kandığın hayale.

Bir matkap gibi dağları delen burgu
Dağların saklandığı etten kemikten yurdu
Yağmur damlaları suçiçeği mikrobu.

Kaçış olsun
Yağmursuz beldelere
İplik iplik uzanan
Sonun düğümlendiği yere.
 
Meryem Şahin
#http://www.antoloji.com/bir-sem-a-ki-yanan-siiri/ #sonunbirötesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder